HİZMET TESPİT DAVASI
Hizmet Tespit Davası Nedir?
Hizmet tespit davası, 5510 Sayılı Kanun’a göre sigortalı sayılan işlerde çalışanların, bu çalışmanın Sosyal Güvenlik Kurumu tarafından tespit edilemediğinde veya eksik bildirilmiş hizmetlerin tescil edilmediğinin sonradan öğrenildiğinde ilgili çalışmanın tespiti amacıyla açılan davadır.
Hizmet tespit davalarında, Sosyal Güvenlik Kurumu nezdinde tescillenmiş işe giriş bildirgelerindeki yanlış yazılan kimlik kayıtlarının ve sigorta sicil numaralarının tashihi, sigortalının kendisine ait olması gerekirken başkası adına geçirilen, aktarılan veyahut bildirilmiş olan çalışma sürelerinin sahibine kazandırılması, hizmet süresinin asıl başlangıç tarihinin belirlenmesi gibi hususlar incelenir.
Hizmet Tespiti Davasında Görev ve Yetki
Hizmet tespiti davalarında görevli mahkeme iş mahkemeleri olup, iş mahkemesinin bulunmadığı yerlerde de asliye hukuk mahkemeleri görevlidir.
Yetkili mahkeme, davalı gerçek veya tüzel kişinin davanın açıldığı tarihteki yerleşim yeri mahkemesi ile işin veya işlemin yapıldığı yer mahkemesidir. Sosyal Güvenlik Kurumu’na karşı açılan davalarda yetkili mahkeme Kurum’un bulunduğu yer mahkemesidir. Hizmet tespiti davasında birden fazla davalının olması durumunda davalılardan birinin yerleşim yeri adresinde dava açılması yeterlidir.
Hizmet Tespiti Davalarında Zamanaşımı
İşçinin hizmet tespit davasını hizmetin geçtiği yılın sonundan başlayarak 5 yıl içerisinde açması gerekir. İşçinin ölümü halinde mirasçıları ise işçinin öldüğü tarihten itibaren 5 yıl içerisinde açmalıdırlar.
Burada bahsi geçen süre hak düşürücü süre olup bu süre geçtikten sonra açılan davalar dinlenemez. Bu bağlamda davanın her aşamasında ileri sürülebileceği gibi hâkim tarafından da resen dikkate alınır. Yani davalı yan zamanaşımından bahsetmese dahi hâkim belirtilen hususu kendiliğinden gözetecek, 5 yıl ve öncesine ait talepleri reddedecektir.
Sigortalının aynı işyerinde birden fazla işe giriş ve çıkışının olması halinde hak düşürücü süre, her dönem çalışma için ayrı hesap edilmelidir. Örneğin işçi, bir işyerinde 08.10.2009 tarihinde sigortasız olarak çalışmaya başlamış ve 09.11.2010 tarihinde işten ayrılmış olsun. İşçinin çalıştığı bu dönem için hizmet tespit davası açma süresi çalışmanın ait olduğu yılı takip
eden yılbaşından itibaren, yani 01.01.2011 tarihinde başlar. Aynı işçinin, zamanaşımı süresinin başlangıcından sonraki bir tarihte, örneğin 21.09.2013 tarihinde, aynı iş yerinde yeniden çalışmaya başlamış olması 01.01.2011 tarihinde başlamış olan zamanaşımı süresinin durmasına veya kesilmesine neden olmaz.
Ancak burada önemle belirtmek gerekir ki yukarıda belirtilen hak düşürücü süre mutlak değildir. Kanunda yer almasa da Yargıtay 10. Ve 20. Hukuk Daireleri kararları ile uygulama halini almış birtakım istisnalar mevcuttur:
- Müfettiş durum tespit tutanağı ya da tahkikat raporlarıyla çalışma tespit edilmişse,
- Asgari işçilik incelemesi neticesinde işverenden sigortalının primleri Kurumca icra yoluyla tahsil edilmişse,
- İşveren imzalı ücret tediye bordrosunda sigortalıdan sigorta primi kestiğini açıkça gösterdiği halde sigorta primini Kuruma yatırmamışsa,
- Sigortalı durumunda iken memurluğa geçmiş olursa,
- İşe giriş bildirgesi Kuruma süresinde verilmiş; fakat bordrosu ve primi SGK’ya intikal ettirilmemişse,
- İşçilik hakları tazminatlarına (ihbar, kıdem tazminatı, ücret alacağı vs.) ilişkin aynı döneme ait kesin hüküm niteliğini taşıyan yargı kararları varsa, hizmet tespit davaları zamanaşımına uğramaz.
Hizmet Tespit Davasını Kim Açabilir
Hizmet tespit davasını bizzat işçinin kendisi açabilir. Ayrıca işçinin vefat etmiş olması durumunda da mirasçıları bu davayı ikame edebilecektir. Ancak bu halde hak düşürücü süre murisin vefat tarihinden itibaren başlayacaktır.