OLAĞANÜSTÜ KANUN YOLLARI
Davaların görüldüğü ilk derece mahkemelerinde verilen kararlar, bazen usul ve esas anlamında hatalı ve eksik inceleme sonucu meydana gelmiş olabilir. Şu hâlde taraflar söz konusu hata ve eksiklerin düzeltilmesi adına, kanunun izin vermesi halinde, davalarını denetlenmesi adına üst mahkemeye taşıyabilirler.
Bu yol, dava konusu karar kesinleşmeden başvurulabilen bir yol olup ‘’olağan kanun yolu’’ olarak tanımlanmaktadır. Bu husus başka bir yazımızın konusu olmakla birlikte; bu yazımızda mahkeme kararının kesinleşmesinden sonra başvurulabilecek kanun yolları olan ‘’olağanüstü kanun yolları’’ndan bahsedilecektir.
- CUMHURİYET BAŞSAVCISININ İTİRAZI
Yargıtay Cumhuriyet Başsavcısının itiraz yetkisi; CMK m. 308 hükmüne göre ‘’Yargıtay ceza dairelerinden birinin kararına karşı Yargıtay Cumhuriyet Başsavcısı, re’sen veya istem üzerine, ilâmın kendisine verildiği tarihten itibaren otuz gün içinde Ceza Genel Kuruluna itiraz edebilir.’’ Sanık lehine olan itirazlar ise süreye tabi değildir.
İlgili kanun yoluna sadece Yargıtay Ceza Dairesi tarafından verilen kararlara karşı gidilebildiği için temyiz yolu kapalı kararlara karşı bu kanun yoluna başvurulamayacaktır.
İtiraz üzerine dosya, kararına itiraz edilen daireye gönderilir. Daire, mümkün olan en kısa sürede itirazı inceler ve yerinde görürse kararını düzeltir; görmezse dosyayı Yargıtay Ceza Genel Kurulu’na gönderir (m.308/2/3). İlgili kanun hükmüyle itiraz eden Yargıtay Cumhuriyet Başsavcısı’nın dosyayı doğrudan Yargıtay Ceza Genel Kurulu’na göndermesi engellenmiş olup ilk olarak kararı veren ilgili daireye itiraz etmesi mümkündür.
İtirazlarda Yargıtay Cumhuriyet Başsavcıları, kararların hangi yönden hukuka aykırı olduklarını belirtmelidirler. Çünkü Yargıtay Ceza Genel Kurulu itiraz ile bağlı olup itiraz edilmeyen konularda inceleme yapmayabilecektir, ancak aksi görüşte olan Yargıtay kararlarında ise Yargıtay Ceza Genel Kurulu’nun sadece itiraz edilen hususlara bağlı olmadan tespit edilen tüm hukuka aykırılıklara karşı bozma kararı verebileceği görüşü benimsenmiştir.
İtirazlar Yargıtay Ceza Genel Kurulu tarafından duruşmasız olarak dosya üzerinden incelenir. İtirazların yapılan inceleme sonucu yerinde görülmesi halinde Ceza Genel Kurulu tarafında karar verilerek önceki karar ıslah edilir. İtirazların yerinde görülmemesi halinde ise ret kararı verilir.
Daha öncesinde verilmiş ve kesinleşmiş bir hüküm bulunduğu için itiraz hallerinde bu itirazlar hükmün infazını geriye bırakmayacaktır.
CMK 308/A ‘’ Bölge adliye mahkemesi ceza dairelerinin kesin nitelikteki kararlarına karşı bölge adliye mahkemesi Cumhuriyet başsavcılığı, re’sen veya istem üzerine, kararın kendisine
verildiği tarihten itibaren otuz gün içinde kararı veren daireye itiraz edebilir. Sanığın lehine
itirazda süre aranmaz.’’ Bölge adliye mahkemesi ceza dairesi itirazı inceledikten sonra itirazı yerinde görürse kararı düzeltir. İtiraz yerinde görülmezse itiraz reddedilir ve itirazın reddi kararları kesindir.
- KANUN YARARINA BOZMA
İstinaf ve temyiz kanun yollarından geçmeden kesinleşen kararlara karşı kanun yararına bozmaya başvurulabilir. Verildiği an kesin olan ya da kanun yararına başvurulmadan kesinleşen kararlar bu kapsamdadır. Kanun yararına bozma kanun yolunda maddi hukuka ve yargılama hukukuna ilişkin aykırılıklar incelenir. Maddi hukuka ve yargılama hukukuna ilişkin aykırılıkların hüküm verildiği sırada olması gerekir. Hüküm verildikten sonra ortaya çıkan ya da hüküm verilmeden önce ileri sürülmeyen nedenlere dayalı olarak kanun yarına bozma istenemeyecektir.
- YARGILAMANIN YENİLENMESİ
CMK 311 de sayılan durumlarda kesinleşen bir hükümle sonuçlanmış dava, hükümlü lehine olarak yargılanmanın yenilenmesi yoluyla tekrar görülür. Aşağıdaki şartlardan en az birinin gerçekleşmiş olması durumunda Yargılamanın yenilenebilecektir:
- a) Duruşmada kullanılan ve hükmü etkileyen bir belgenin sahteliği anlaşılırsa.
- b) Yemin verilerek dinlenmiş olan bir tanık veya bilirkişinin hükmü etkileyecek biçimde hükümlü aleyhine kasıt veya ihmal ile gerçek dışı tanıklıkta bulunduğu veya oy verdiği anlaşılırsa.
- c) Hükme katılmış olan hâkimlerden biri, hükümlünün neden olduğu kusur dışında, aleyhine ceza kovuşturmasını veya bir ceza ile mahkûmiyetini gerektirecek biçimde görevlerini yapmada kusur etmiş ise.
- d) Ceza hükmü, hukuk mahkemesinin bir hükmüne dayandırılmış olup da bu hüküm, kesinleşmiş diğer bir hüküm ile ortadan kaldırılmış ise.
- e) Yeni olaylar veya yeni deliller ortaya konulup da bunlar yalnız başına veya önceden sunulan delillerle birlikte göz önüne alındıklarında sanığın beraatini veya daha hafif bir cezayı içeren kanun hükmünün uygulanması ile mahkûm edilmesini gerektirecek nitelikte olursa.
- f) Ceza hükmünün, İnsan Haklarını ve Ana Hürriyetleri Korumaya Dair Sözleşme’nin veya eki protokollerin ihlâli suretiyle verildiğinin ve hükmün bu aykırılığa dayandığının, Avrupa İnsan Hakları Mahkemesi’nin kesinleşmiş kararıyla tespit edilmiş olması veya ceza hükmü aleyhine Avrupa İnsan Hakları Mahkemesi’ne yapılan başvuru hakkında dostane çözüm ya da tek taraflı deklarasyon sonucunda düşme kararı verilmesi. Bu hâlde yargılamanın yenilenmesi, Avrupa İnsan Hakları Mahkemesi kararının kesinleştiği tarihten itibaren bir yıl içinde istenebilir.
Yargılanmanın yenilenmesi kanun yoluna başvurmak hükmün infazını ertelemeyecek olup mahkemenin infazın geri bırakılmasına veya durdurulmasına karar vermesi mümkündür.
CMK madde 313’e göre hükmün infaz edilmiş olması ya da hükümlünün ölmüş olması yargılamanın yenilenmesi istemine engel teşkil etmeyecektir.
Ölmüş hükümlü hakkında eşi, üstsoyu, altsoyu, kardeşleri yargılanmasının yenilenmesini talep edebilecek olup bu kişilerin olmaması halinde Adalet Bakanlığı yargılanmanın yenilenmesi talebinde bulunabilir.
Eğer yargılanmanın yenilenmesi istemi kanunda belirtilen şekilde yapılmamış yahut yargılanmanın yenilenmesini gerektirecek yasal bir neden gösterilmemiş, bunu doğrulayacak deliller açıklanmamışsa yargılanmanın yenilenmesi talebi reddedilecektir.